46 yaşında bir gencim ama orta yaşın ne hissettiğini anlayabiliyorum!
Gencim derken, geçenlerde 8 yaşındaki oğlumla aramızda şöyle bir diyalog geçti:
“Babamla sen antikasınız. “
“O kadar yaşlı mıyım?!”
“Evet ama genç gibi davranıyorsun”
“Aaa!”
“Genç gibi görünüyor (herhalde gönlümü almak için) ve davranıyorsun ama yaşlısın.”
İşte genç değil de, orta yaş olduğumu idrak ettiğim an!
Bir de üstüne 13 yaşındaki kızımın boyuma ve bedenime oldukça yaklaşıp, önce botlarımı, sonra montumu giyebilmesi geldi. Gerçi buraya kadar sorun yok, hatta ben teklif ettim ve üzerine uyduğunda çok hoşuma gitti. Gelgelelim genç ruhumun her an giymek isteyebileceği, bir türlü -nedense- fırsat bulamadığım, ama giyebilme ihtimalini sevdiğim bir kot pantalonu kızımın üzerinde görüp, onda ne kadar güzel ve on’luk durduğunu anlayınca, işte o an idrakten bir üst seviyede bittiğim değilse de kabul ettiğim an.
Aslında sinyaller ta 3 sene önce oğlumdan geldi de, küçük şeker çocuk diyerek gülmüştüm sadece:
“Olgun şeyleri çok seviyorum”
“Mesela?”
“Sen” 🙂
Arkadaşlarımla buluşma yeri seçiminde bile huysuzluğum tutar, orta yaş ve emekli mekanlarına direnirim. Mekanlara bu yakıştırmayı da bizzat kendim yapıyorum, neye göre derseniz, enerji diyebiliriz:)
Her yaşın ayrı güzelliği var tabii. Buradaki çıkmaz rakamı içselleştirememek!
Oğlum da yaşıma taktı bu sıra! Sınıfımdaki en yaşlı anne sensin diyor. Araştırıp soruşturmuş. Öğretmenininkini de öğrenmiş, sana yakın sayılır dedi ve hemen ekledi “diğer öğretmenler genç ama!”:)
Orta yaş bunalımımdan memnunum şahsen! Çok eğlenceli geçiyor. Özenle doğallığını koruduğum erken beyazlamış saçlarımı boyatmaya başladım. Değişik renkler bile deniyorum. Mesleğimi kökten değiştirdim. Ertelediğim bir sürü merakımı denemeye başladım. Bazıları hobiye dönüştü. Hata yapma kaygısı taşımadan, neşe ve şifa niyetiyle; yelken, müzik, enstrüman, yeni dil öğrenme vs vs… Keşifler ve sürprizlerle dolu bir dönem diyebilirim.
Du bakali daha neler olacak!